بَاب
الْمَرْأَةِ
تُصَلِّي
بِغَيْرِ
خِمَارٍ
84. Kadınların
Başörtüsüz Namaz Kılmaları
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنَا
حَجَّاجُ
بْنُ
مِنْهَالٍ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
قَتَادَةَ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
سِيرِينَ
عَنْ
صَفِيَّةَ
بِنْتِ
الْحَارِثِ
عَنْ
عَائِشَةَ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
قَالَ لَا
يَقْبَلُ
اللَّهُ صَلَاةَ
حَائِضٍ
إِلَّا
بِخِمَارٍ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
رَوَاهُ
سَعِيدٌ
يَعْنِي
ابْنَ أَبِي
عَرُوبَةَ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
Aişe (r.anha)'den
rivayet edildiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Allah, aybaşı olan (baliğa kadın)'ın namazını ancak başörtüsü ile kabul
eder"
Ebu Davud dedi ki; Bu
hadisi aynı zamanda Said, yani İbn Ebî Arube, Katade el-Hasen senediyle Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'den rivayet etmiştir.
Diğer tahric: Tirmizî,
salat; ibn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, VI, 150, 218, 259.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerifte
"aybaşı olan kadın" cümlesi ile aybaşı görecek çağa erişmiş baliğa
kız ya da kadın kasdedilmiştir.Yoksa hayızlı bir kadının namaz kılamayacağı,
kılsa bile bu namazın sahih olamayacağını söylemeye lüzum yoktur.
Hadis,
başını ve yakasını örten bir başörtü olmaksızın namaz kılan kadının diğer
tarafları kapalı bile olsa, namazının caiz olmadığını ifade etmektedir.
Hanbelî
alimlerinden İbn Kudame başı açık olarak namaz kılan kadının namazının iadesi
lazım geldiğine dair icma' bulunduğunu söylemiştir.
Zahirî
alimleri bu hadisin genel ifadesine bakarak köle kadını da bu hükme dahil
etmişlerdir.
Ama
ulemanın büyük çoğunluğu ise, bu husustaki diğer delilleri de göz-önünde
bulundurarak köle kadının avret yerlerinin erkeğinki gibi diz kapakIarıyla
göbek arasında kalan kısım olduğuna hükmetmişlerdir. Delilleri de Beyhakî'nin
rivayet ettiği şu hadistir: "Sizden birinizin cariye satınalmak istediği
zaman onu gözden geçirmesinde, avret mahallinin dışında kalan yerlerine
bakmasında herhangi bir sakınca yoktur. Onun avret yeri diz kapağı ile belinin
arasında kalan yerdir."
Bu
hadis Müellif Ebu Davud'a iki yoldan erişmiştir:
1.
Yukarıdaki şekliyle ulaşmıştır ki; Katade'den Hammad rivayet etmiş ve sened Hz.
Aişe validemizin vasıtasıyla Nebiimize
ulaşmıştır.
2.
Katade'den îbn Ebî Arube rivayet etmiş, Katade de Hasan el-Basrî vasıtasıyla
Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.)'den rivayet etmiştir.
Halbuki
Hasan el-Basrî Nebiimize yetişmemiştir. Buna göre Hasan el-Basrî'nin bu hadisi
bir sahabiden duymuş olması gerekir. Birinci senedden anlaşıldığına göre bu
sahabinin Hz. Aişe olduğu anlaşılmaktadır. Böyle sahabînin atlandığı hadislere
mürsel hadisler denir. Her ne kadar zayıf hadislerden sayılsa bile, İmam Ebu
Hanife'ye göre bu hadislerle amel etmek caizdir.